Atatürk Müslüman&Türk milleti mücadele etmiştir

Atatürk, yaklaşık 76 yıldır bazı ideolojik çevreler, fitnebazlar tarafından Türk halkına yanlış tanıtılmaya çalışıldı. Çarpık bir mantıkla anlatıldı.
İsterseniz Atatürk’ün hayatı ve düşüncelerine bir göz atalım. Bazı kesimlerin öne sürdükleri fitnelerin aslının olup olmadığına ve Atatürk hakkında ortaya atılan iddiaların bütünüyle nasıl gerçek dışı olduğunu beraber görelim.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 7 Yaşında Kuran-ı Kerim’i hatmedip, 8 yaşında ise hafız olmuştur.
1900 ‘lü yılların başlarında Türk milletin genel görünümünü, kafa yapısını düşünerek hareket edecek olursak dini bilgisi olmayan bir kişinin bu kadar büyük işler başarması zor ve imkânsızdır. Bu milleti Kurtuluş savaşına ikna etmiş ve büyük zaferlere imza atmıştır.
Ben şahsen çocukluğumdan bu yana Atatürk’ün büyük bir zat olduğunu veya arkasında büyük bir zatın olduğunu düşünmekte idim. Atatürk Ehl-i Beyt Soyundan gelen Seyit olduğunu öğrendiğimde de çok şaşırmadım.
Mustafa Kemal Atatürk bizim maalesef öğrenme imkânı bulamadığımız ve çok ciddi bir dini eğitim ve anlayışla yetişmiş mümtaz bir şahsiyettir.

Annesi Bektaşi-ı Tarikatı’nın şeyhi Rıfat Efendi’nin müridesidir! Çok takva bir kadındır, Molla Zübeyde Hanım 5 vakit namaz kılmıştır.
Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi hakikaten samimi bir Bektaş-ı ailesinin evladı. Ailesi iyi bir Bektaşi-i ailesi olduğu için 12 imamdan İmam Rıza’nın soyundandır.
Tarihçi Emre Polat yaptığı açıklamada şunlara yer vermektedir.
Osmanlı arşivlerine göre Atatürk anne ve baba tarafından Seyyittir” “Atatürk sıradan bir insan değil. Atatürk’e ve onun mübarek ailesine sistematik bir şekilde küfrettiren, kindar bir nesil yetiştirenler bilinçli bir oyunun parçalarıdır. Yıllarca Atatürk’ün annesi ve babasıyla ile ilgili alçakça iftiralarda bulunmuşlardır.
Sonra bu ufku bize Prof. Dr. Haydar Baş açtı ve dedi ki; ‘Mustafa Kemal Atatürk, O’na dinsiz diyenlerin hepsinden daha dindar ve hepsinden daha Türk’tür. Atatürk Seyyit ve soyu da belli bir insandır.’ Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde yaptığımız araştırmalar ve diğer araştırmacıların da katkılarıyla şunu gördük; Atatürk Ehl-i Beyt soyundan geliyor.” demektedir.
İşte Atatürk’ün Soyağacı!
Babası Ali Rıza Efendinin Soy Ağacı
Tarihçi – Yazar Emre Polat açıklamasında Atatürk’ün soyağacıyla ilgili de çarpıcı bilgiler vermektedir.
“Atatürk’ün soyu baba tarafından 1500’lü yıllardan itibaren soyunu bulduğumuz Molla Hasan’a gidiyor. Molla Hasan’ın oğlu Şeyh Ahmet, Kızıl Ahmet lakabıyla da bilinir. Kızıl lakabı da Balkan coğrafyasına Ehl-i Beyt mayasını taşıyan Sarı Saltuk’un halifelerinden olan Kızıl Deli Sultan’dan geliyor. Şeyh Ahmet’in 4 tane çocuğu var. Bunlar Şeyh Yakup (Mevlevi şeyhi), Şeyh Mehmet Ali (Mevlevi şeyhi), Şeyh Ali Rıza (Halveti şeyhi) ve Şeyh İbrahim Ethem (Mevlevi şeyhi). Şimdi Şeyh İbrahim Ethem’in çocuklarını sayıyorum; ‘Emine molla, Fatma molla, Şeyh Mehmet Emin, Ali, Mahmut ve Ali Rıza.’ Bu Ali Rıza, Mustafa Kemal Atatük’ün babası olan Ali Rıza’dır.
Atatürk’ün Annesinin Soyağacı
Ulaşılabilen en eski dedesi Ali Efendi. O’nun oğlu Mehmet efendidir. Mehmet efendinin 4 çocuğu var. Bunlar Abdullah, Mehmet Sait, Ali Rıza ve Feyzullah. Bu Feyzullah kim biliyor musunuz? Bu Eş şeyh Es Seyyit Şeyhülislam Feyzullah Efendi. Yani Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesidir. O bir Osmanlı şeyhülislamıdır. O da Şeyh ve Seyyit.
Devam ediyoruz.
Mehmet efendinin çocukları İbrahim Yorgani
Onun çocukları Feyzullah, Mustafa, Hasan ve Zübeyde’dir.
İşte Bu Zübeyde Atatürk’ün annesi Molla Zübeyde Hanımdır.
En önemli olan tarafı da Atatürk’ün anne ve baba sülaleleri üste bir yerde birleşiyor. Detayları var, hepsinin belgesi var.” Diye açıklıyor.
Nakibüleşraflık ve Atatürk’le bağlantısı nedir?
Tarihçi Polat yaptığı açıklamada Seyyit ve Şeriflerle ilgili çok az bilinen bir noktaya da dikkat çekti. Atatürk’ün ailesinin Nakibüleşraf olduğunu ifade eden Polat şu dikkat çekici bilgileri verdi: “Osmanlı’da 1494 yılında 2. Bayazıt tarafından kurulan Nakibüleşraflık müessesi var. Nedir bu? Peygamber Efendimizin soyundan gelen Seyyit ve Şeriflerin işleriyle ilgilenen bir müessese. Nakibüleşraf kaymakamları Seyyitler arasından seçilirdi. Atatürk’ün anne tarafından sülalesi Selanik’teki Nakibüleşraf kaymakamlarıdır. Osmanlı’da Nakibüleşraf kaymakamı olmak için tek şart var o da Seyyitliktir. Bu kadarı Atatürk düşmanları için yeterlidir. Şunu bilin, iki kere iki dört ederden daha net bir şekilde, Atatürk ve ailesi Seyyittir. Şimdi anladınız mı Atatürk’ün ismini, resmini gördüklerinde neden bu İnsanların tüyleri diken diken oluyor! İşte anladınız mı, Prof. Dr. Haydar Baş haykırarak Atatürk Seyyittir diyor! Bu insanların derdi aslında Ehl-i Beyt ile. Özetle İslam dünyasını kuşatan fitneleri bilmeniz açısından size çok kolay bir yöntem öğreteyim. Eğer bir kişi veya grup Ehl-i Beyt’e düşman ise o İslam dünyasındaki en büyük fitne hareketidir. Bugün Türkiye’de İslam’ı kendi tekellerinde gören sarıklı cübbeliler Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini duyduklarında da irkiliyorlar, Haydar Baş Bey’in ismini duyduklarında da irkiliyorlar. Çok şükür. Bu çok güzel bir şey. Haydar Baş onların yüzyıllardır kurdukları düzene çomak soktu, fincancı katırlarını ürküttü, artık onların düzeni bitti. İslam’ı İslam’ın gerçek temsilcileri temsil edecek, Ehl-i Beyt’e sahip çıkacak, Ehl-i Beyt’in mahzunluğu son bulacak.” Demektedir.
Osmanlı’da Paşaların Kur’an eğitimi alması ve Hafız olması şarttı. Dolayısı ile Atatürk’te Hafızdır. Osmanlının kanunları Atatürk üzerine oynan oyunları bozmaktadır. Atatürk dindardır.
Atatürk İslam Hakkında Şunları Söylüyor
“Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, III, s. 70.)
“Din vardır ve lazımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. (Muzaffer Emdil, İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk, Ankara, 1988, s. 153.)
Atatürk Peygamberimizden bahsederken genellikle “Cenab-ı Peygamber”, “Peygamber Efendimiz”, “Fahr-i Kâinat Efendimiz”, O’nun devrinden bahsederken de “Peygamberimiz zaman-ı saadetlerinde” diyerek bahsetmiş ve her zaman saygısını dile getirmiştir.
Atatürk Peygamber Efendimize (SAV) “cenap” demiştir
Şemsettin Günaltay hatıralarında başka bir dilden Türkçeye tercüme olan dine ve peygambere iftiralarla dolu bir kitabın Atatürk tarafından kendisine incelenmek üzere verildiğini ve kitaptaki iftiraların Atatürk’e gösterilmesi neticesinde kitabın derhal toplatılması emrini vererek o kitabın mütercimi olan şahsın derhal devlet işlerinden uzaklaştırılması emrini verdiğini anlatır.
Atatürk dünyada en hayran olduğu kişinin kim olduğu sorulduğunda “Hz. Muhammed” diye cevap vermiştir.
Atatürk, “Cenab-ı Peygamber, Hatemü’l-Enbiya olmuştur ve kitabı, Kitab-ı Ekmeldir…” demiştir. (İsmail Yakıt, Atatürk ve Din, Süleyman Demirel Üniversitesi Yay., Isparta, 1999.)
Atatürk’ün zaman zaman çeşitli hafızları köşke çağırarak onlara Kur’an okutturduğu ve dinlediği bilinmektedir. Atatürk, “Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber, din ve dünya için neler yapılabileceğini düşünmek, yani danışmak için yapılmıştır” demektedir.
Atatürk, Hz. Muhammed (SAV) hakkında şöyle diyor: “O Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. O’nun izinden bugün milyonlarca Müslüman yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar O ölümsüzdür.” (Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s.208)
Atatürk, Müslüman Görünümlü Koynunda Haç Olanlarla Mücadele Etmiştir
Atatürk, kendisini Müslüman olarak lanse edip, koynunda Haç olan İngiliz Ajanı, ABD Ajanı ve Yahudi Uşaklığına soyunan kişi ve kuruluşlara karşı mücadele vermiştir. Koynunda haç olan bu ajanslar Müslümanlığı ve Türk kimliğini yok etmek için faaliyet girişimlerinde bulunmuşlardır. Atatürk’te bu oyunları bozarak Ne İslamiyet’e, ne Türk topraklarına, ne de Müslüman Türk Halkına zarar vermelerine müsaade etmemiştir. Koynunda haç olan bu kişiler Atatürk’ü İslam düşmanı olarak lanse etmeye çalışmışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk Bursa Amerikan Kız Kolejini Kapattırdı!
Bursa Amerikan Kız Koleji 1854-1928 yılları arasında Bursa’da hizmet veren lise düzeyinde bir okuldur. Bu okulu diğer okullardan ayıran nokta ise bu okulun Atatürk tarafından kapatılmış olmasıdır. Okulun kapatılma sebebi ise 4 öğrencinin Müslümanlığı terk ederek Hıristiyanlığa geçmesidir.
Hıristiyanlığa geçiş süreci olarak gösterilmeye çalışılan dönemin misyonerlikle mücadele edilen bir dönem olduğu açıkça görülmektedir. Sadece 4 öğrencinin İslamiyet’i terk etmesi üzerine bir okulun kapatılmış olması bu konuda ne kadar kararlı bir politika izlendiğini göstermesi açısından oldukça önemli bir örnektir.
Atatürk’ün Konya Konuşmasında Muaviye Hakkında Söyledikleri!
“Vaktaki Muaviye ile Hz. Ali karşı karşıya geldiler. Sıffin vakasında Muaviye’nin askerleri Kur’an-ı Kerim’i mızraklarına diktiler ve Hz. Ali’nin ordusunda bu suretle tereddüt ve zaaf husule getirdiler.
İşte o zaman dine mefsedet (bozgunculuk), İslamlar arasında münaferet (birbirine nefret) girdi. Ve o zaman hak olan Kur’an haksızlığı kabule vasıta yapıldı.
(Konya Gençleriyle Konuşma, 20 Mart 1923)” Ahmet Özgür Türen
Atatürk’ün Suud Kralına Çektiği Telgraf!
Hz. Muhammed in mezarını yıkma kararı alan zamanın Suud Kralına Atatürk’ün kendi el yazısı ve imzasıyla kaleme alıp, 26 Haziran 1919 tarihinde çektirdiği telgraf metni şöyledir.
“Suud Kralı Dikkatine !!
“Tarafımıza ulaşan haberlere göre Allah’ın sevgili kulu ve elçisi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet Mustafa’nın mezarının yıkılacağınızı derin üzüntü içinde öğrendim. Bu kutsal emanete asla dokunamazsınız. Bir tek taşının bile zarar gördüğünü duyarsam orduyu aşağıya gönderir, Suudi Arabistan’ı başına yıkarım” demiştir.
Atatürk, Çanakkale Maneviyatla Geçildi!
“Çanakkale maneviyatla korundu.” diyen Atatürk şöyle devam ediyor: “Öleni görüyor. Üç dakikaya kadar öleceğini biliyor. En ufak bir yılgınlık bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur’ân, cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler kelime-i şehadet getirerek yürüyor. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur." (Atatürk‘ün S ve D. c. 2, s. 93)
Şimdi siz karar verin Atatürk bazı çevrelerin uydurduğu fitnelerdeki Atamız mıdır. Yoksa Milletine, Devletine, Peygamberimiz Hz. Muhammed Efendimize, Ehli Beyt’e bağlı ve yolunu takip eden bir Müslüman Türk evladımıdır.

    Sepet
    Open chat